2009 Nisan Genel Seçimlerin ardından, Belediye ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile geçen zamandan sonra yaşanan UBP içerisindeki Liderlik yarışı sona erdi. Ancak ne var ki bu süreçte iflas eden Lefkoşa Türk Belediyesi seçimleri var şimdi de sırada. Nisan ayında yapılacak olan Belediye seçimlerinden 12 ay sonar da yine Genel Seçimler yaşanacak. Sözün kısası, adanın ilk ve tek gündem maddesi SİYASET.

2009 Nisan seçimlerini hatırlıyorum da… Bir erken seçim süreci yaşanmıştı. Radikal ve cesur kararların hayata geçirilmesi gerektiği bir dönemin tam arifesindeydi. Üstünden dört yıl geçmesine rağmen Siyasetin gölgesinde kalan ve somut yeterli adımların atılmadığı bu süreçte yine kaybeden Kıbrıs Türk toplumu oldu.

Gerek ekonomik gerek ise Siyasi anlamda beklentilerin uzağında kalan Hükümet, son dönemde yapmış olduğu istihdamlar ile yine ülkenin ekonomik dengelerini alt üst etmiştir. Kronik bir hastalığa dönüşmüş olan Devlet Bütçesindeki açık her geçen gün artmaktadır. Her ne kadar Maliye Bakanlığı kayıt dışı ekonomi ile savaşıyor, bazı noktalarda ciddi denetimler yapıyor olsa da Hükümetin genel politikası uyarınca Devlet kadrolarına yapmış olduğu istihdamlar bu çabaları boşa çıkarmaktadır.

Nedeni her ne olursa olsun, son yıllarda devlet kadrolarına yapılan ve halen de yapılmakta olan istihdamlar kimse tarafından açıklanamaz. Geçici veya Kadrosuz işe alınan bu kişiler bir sonraki Hükümet döneminde “Bütçe Dengeleri” göz önünde bulundurularak işten çıkartılacaktır. Geçmişte bunun örneklerini çok yaşadık. Şimdi ayni senaryo yine sergileniyor.

Geçmişten günümüze Devlet yönetimini hiçbir zaman laiki ile yerine getiremeyen Hükümetlerin neden olduğu bugünkü kaos uzun yıllar daha bu şekilde sürecek gibi. Toplumun önde gelen bazı isimleri “Yeni Yüzler-Yeni Kişiler gerek…” diye haykıra dursunlar, bu ülkenin gerçeği şudur; hale hazırda var olan Siyasetin sağlamış olduğu Rant’dan yararlanan toplum, oyunu kendi menfi çıkarı için kullanmaktadır.

KTHY’nın ve LTB’nin iflası adada yaşanan gerçeklerin bir özetidir. Bugün milyon kez söylediğimi bir kez daha söylüyorum. Türkiye Cumhuriyeti KKTC’ye yardım etmeye devam ettikçe ve bu paraları ödedikçe bu rant ve saltanat sistemi yıkılamaz. KTHY’nı, LTB veya benzer Kamu Kurum Kuruluşlarını iflasa sürükleyen yöneticilerin hangisi bugüne kadar cezalandırıldı ki Devleti iflasa sürükleyenler cezalandırılsın?

Her iktidarın kendine yakın bir çevresi var. Medya dahi bunlara alet oluyor. Son zamanlarda birçok alanda yapılan haberlerin çoğunun ardında farklı neden ve gerekçeler var. Hiçbir araştırma olmaksızın, ver-bilgi ve neden/sonuç ilişkisi kurulmadan yapılan eleştiriler veya desteklerin tamamı taraflı. Bana kim söyleyebilir ki KKTC’de Bağımsız bir Medya organı var diye? Kimse…

O zaman günün özeti şu; toplumun önemli bir kısmı bu işten memnun… Siyasi çıkar ile kişisel çıkarın örtüştüğü noktada herkes kazanıyor. Bunun sonu yok. Bu ülkede Rant olduğu sürece, Siyaset ve ülke Politikasına gerçekler ve bilimsel veriler değil, kişisel çıkarlar yön vermeye devam edecektir. Günün sonunda ise bugünü kâr sayanlar dâhil, tüm toplum yok olma noktasına gelecektir. O gün geldiğinde kimse ağlamasın. Gidişimiz bu yöndedir. Yolun sonu karanlık!!!

Kategori
Etiketler

Henüz mesaj yok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kategoriler
Arşivler