Bu ülkede başta ekonomik yapı olmak üzere, iktidarların aldıkları tüm kararlar, attıkları tüm adımlar öncelikli olarak partizan düşüncelere – menfaatlere ve kişisel siyasi menfaatlere dayanmaktadır.

Gerçekten bu ada ekonomisinin ileriye dönük güvenli temeller üzerine inşa edilmesi ve şeffaf bir yapıya kavuşturulması adına, iktidarlar tarafından hiçbir uygulama hayata geçirilmemektedir. Devletin malı deniz, yemeyen keriz mantığı ile yönetilen ekonomi politikaları şimdi de özelleştirmelerde kendisini göstermeye başladı.

Bırakın şeffaflığı, hiç olmayan adil rekabet ortamına dahi ters düşen özelleştirme çalışmalarına bir yenisi daha eklendi. Kıbrıs Türk Tütün Endüstrisi Ltd özelleştiriliyor.

Özel sektörün yıllardan beri beklemekte olduğu ve adil piyasa şartlarını düzenleyecek olan REKABET YASASI CTP-ÖRP koalisyonunun son dönemlerinde Meclisten geçmişti. Mevcut iktidar tarafından henüz uygulamaya konmayan bu yasa, ülkedeki temel rekabet şartlarının oluşmasında ve adil olarak gelişmesindeki temel mihenk taşı olacaktı. Ancak, liberal ekonomilerin dengeli ve adil bir şekilde büyümesindeki temel olan Rekabet Yasası’nın henüz hayata geçirilmemiş olması, sektörlerin kendi içlerinde koruyucu önlemler almasına ve yurtdışından gelecek olan yabancı sermayeye karşın yerel piyasaların güçlü bir direnç göstermesine neden olmaktadır.

Tüm bu olumsuzluklar bir yana, şimdi de KKTC de yasası dahi olmayan ÖZELLEŞTİRME’ler ile ilgili olarak farklı ve tutarsız uygulamalar gündeme gelmeye başladı. Şeffaflıktan uzak, her bir iktidarın kendince belirlediği şart ve koşullara göre yapılan ve yapılacak olan bu özelleştirmeler, ülkedeki adalet dışı uygulamalara gösterilecek en basit örnek olarak gösterilmektedir.

KTHY nın özelleştirme sürecinde yaşanan rezaletleri tekrar anımsatmaya hiç gerek yok. 22.07.2009 tarih 124 Sayılı Resmi Gazetede açıklanan “Kıbrıs Türk Tütün Endüstrisi Ltd (KTTE)” nin özelleştirme koşulları, Özelleştirme yasasının olmadığı bir ülkede Bakanlıkça belirlenmiş ve açıklanmıştı. 26.07.2010 tarih ve 124 sayılı Resmi Gazetede açıklandığı üzere “Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile KKTC Türk Cemaat Meclisi Konsolide Fonu İnkişaf Sandığı Arasında İmzalanan Protokol” kapsamında, KTTE Ltd nin %46.5’lik hisse satışına karar verilmiştir. Peki, hangi şartlarda? Tabi ki ilgili Bürokratların ve Siyasilerin kendilerince belirlemiş olduğu ve belirleyeceği şartlarda. Örneğin KTTE Ltd nin özelleştirmesinde belirlenen bazı şartlar;

• Özelleştirme sonrasında beş yıl süre ile başka firmalara KKTC de yeni üretim izni verilmeyecek,

• Hisse satışı ve devirden sonra alıcının yazılı talebi üzerine KTTE nin Lefkoşa Sanayi Bölgesinde bulunan ve yine KTTE Ltd nin genel müdürlüğünün bulunduğu mülkün kira sözleşmesinin ayni şartlar ile (kira artışı yapılmaksızın) 31.12.2025 e kadar uzatılması,

• KKTC de üretilen sigaralar üzerinde bulunan Fiyat İstikrar Fonu uygulamalarının beş yıl süre ile halen üretimi yapılan ürünler için artış yapılmayacağını içermektedir.

Belirlenmiş olan bu şartların Liberal ekonomideki rekabet ortamı tartışmaya açıktır. En önemlisi de yakın bir gelecekte Elektrik Kurumu başta olmak üzere birçok KİT in özelleştirilmesinin de gündemde olduğu ülkemizde, şartnamelerin hiçbir yasal zemine dayanmaksızın belirlenmesi, kanımca birçok kişinin kafasında şüpheler uyandırmaktadır. Bu yasal ortamın hazırlanmaksızın yapılacak her türlü özelleştirme çalışması, buna imza atan iktidar ve siyasilerin üzerinde büyük bir şüphe doğuracaktır.

Başta KTTO, KTSO ve ilgili Sendikaların oluşturacağı bir platformun bu uygulamalara karşı açıkça tepkisini ortaya koyması gerekmektedir. Belli başlı ihalelerin KKTC de açılmamasına ortak muhalefet sergileyen iş dünyası ve sendikalar, hiçbir yasal zemine dayandırılmayan bu özelleştirme çalışmaları için de yasal düzenlemenin tamamlanması ve şeffaf bir yapının oluşturulması yönünde ortak bir tavır ortaya koymalıdırlar. Bu sebeple belki de iki farklı uçta yer alan iş dünyası ve sendikalar birbirlerini daha iyi anlama yönünde de olumlu bir adım atmış olurlar.

Burada sorulması gereken bir diğer soru şu. KKTC faaliyette bulunan Kıbrıs Türk Tütün Endüstrisi Ltd gibi; Toprak Ürünleri Kurumu, Türk Süt Endüstrisi Kurumu, Türk Alkollü İçki ve Şarap Endüstri Ltd. (TAŞEL), Cypruvex Ltd, Kıbrıs Türk Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma Ltd. Şti, Eti Teşebbüsleri Ltd, Piyangolar Birimi, Kıbrıs Türk Denizcilik Şirketi, Kıbrıs Türk Kıyı Emniyeti Ve Gemi Kurtarma Ltd. Şti, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu, Serbest Liman ve Bölge İdaresi ve Kıbrıs Türk Petrolleri Ltd. v.b kurum ve şirketlerin özelleştirmesinde de yine T.C Başbakanlık Özelleştirme İdaresi ile işbirliği yapılacak mı? Bu işbirliği kapsamında KKTC olarak hiçbir yasal dayanağı olmayan ihale şartnamelerinin belirlenmesinde ilgili Bakanlıkça keyfi uygulamalara devam mı edecek?

Bu satırları kaleme alırken aklıma 2 ay önce yayınlanan bir yazım aklıma geldi. “Piyasalar ve Şirketler için yeni bir strateji: 2+2=5” adlı bu yazımın konusu, Kıbrıslı İşadamlarının sermayelerini birleştirerek yeni yatırımlar yapması veya açılacak olan bu özelleştirmelere kuracakları güçlü sermaye yapılarına sahip, profesyonel kadroları ile katılmaları yönündeydi. Bu noktada iş adamlarımızın da artık kendi kurumlaşma süreçlerini, büyüme planlarını ve ekonomideki konumlarını geleceğe yönelik olarak bir kez daha gözden geçirmelerini arzu ediyorum.

Kategori
Etiketler

Henüz mesaj yok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kategoriler
Arşivler