KKTC deki Hükümetler iktidar gücünü elde ettikten sonra bu gücü koruyabilmek adına; başlangıçta kendisini besleyen ve kazanılan iktidar sonrasında kendisinin beslediği belirli bir sermaye sınıfı ile bütünleşmiş bir şekilde, çıkar ilişkileri ters düşmedikçe veya bir sonraki seçim dönemine kadar ülkeyi yönetmektedirler.

1974 sonrasında geçen 36 yıllık dönemde İktidar olmuş tüm Siyasi Partiler yaptığı en iyi iş; Devlet üzerinden rant yaratarak ve bu rantı partizan amaçlar için dağıtarak iktidar gücünü sürdürebilme becerisidir. İktidar olmanın verdiği gücün yarattığı psikoloji ile Siyasi Partiler, Halkı ve Ülkeyi düşünmekten çok elindeki gücü korumaya yönelik iç güdüsel bir hareket ile geleceği belirsiz bir ülkede günlük politikalar ile kefeyi doldurmak ve rantın en adil şekilde dağıtılmasını sağlamayı öngörmektedirler.

KKTC’de sermaye Devlet çatısı toplanır (tahsis araziler- geri dönüşümsüz krediler, GSM v.b) ve sonrasında dönemin Hükümetlerince dağıtılır veya el değiştirilir. KKTC deki Hükümetlerin ülke ekonomisi içerisindeki temel görevi öncelikli olarak rantı yaratmaktır. 36 yıl boyunca bunu başarı ile sağlayan tüm Hükümetler, bugün öyle veya böyle bu dağıtılan rantların ekonomiye hiçbir derinlik ve katkı yansıtmamasından dolayı iflas noktasına gelmiştir.

Ama unutmayın ki bu rantları dağıtanlar ve babadan kalma haklarıymış gibi bu rantları kullanan veya satanlar, KKTC Devletinin içinde bulunduğu iflasın tam tersine zenginlik içerisinde yüzmektedirler.

Dikkat ederseniz 2004 yılı sonrasında hızla gelişme gösteren KKTC ekonomisinde yeni ve geçmişe oranla çok daha yüksek kârlı rantlar oluşmuştur. Siyasi Partiler ve onları destekleyen belli-başlı sermaye sınıfları bu rantların kullanımı amacı ile hızla örgütlenmişlerdir. Bu örgütlenmenin ve rant paylaşımının uzun soluklu olabilmesi adına, ülkedeki rekabet ortamını yasalar ile tekelleşmeye kadar dayatan siyasiler ile belli başlı sermaye sınıfı gruplarının temel hedefleri, yurtdışı kaynaklı sermayenin ülkeye girişini engellemekti ki bunu da belirli bir ölçüde başardılar.

Şimdi Hükümet tüm bu yanlış uygulamalara son vermek adına “reform” yapmaya hazırlanıyor. Hazırlanıyor ama bu arada geçmişten gelen alışkanlıkları da devam ediyor. Daha iki gün önce bir işletmeye 250 dönüm araziyi dönümü 1 (bir) Amerikan dolarından kiraladılar. Bu da yetmezmiş gibi, ilgili Bakanlık 40 kişinin üzerinde noterlik belgesi dağıttı. Bu ülkede reform yapmak için öncelikli olarak Devlet yönetiminde olan kaynakların tükenmesi gerekmektedir.

Tükenmelidir ki seçmenin Hükümetlerden dağıtmasını beklediği rantın varlığı ortadan kalksın. Düşünün, Hükümet Devlete bağlı bazı kurumları özelleştirmeyi düşünüyor. Ekonomik akılla bakıldığı zaman bu düşünce yüzde yüz haklı. Ama nasıl özelleştirecek burası çok önemli. Kendisine yakın bir sermaye grubuna yönelik hazırlanan özelleştirme şartnameleri, Rekabet Yasasına aykırı bir şekilde hazırlanmakta. Peki Rekabet Yasası neden uygulanmıyor çünkü bu yasa rant dağıtımına engel.

Peki bu noktadaki en büyük tehlike nerde. Bu rant dağılımının farkında olmayan veya olup da müdahale etmeyen Türkiye Cumhuriyeti 36 yıldır bu sistemi finanse etmektedir. Mademki herkes bu yapının değişmesi için mevcut iç dinamiklerin yeterli olmadığı noktasında hemfikir ve bir dış müdahaleye ihtiyaç olduğunun bilincinde, bunun için iki seçeneğimizin de olduğu açıktır.

Birincisi barış görüşmelerinin olumlu sonuçlanması sonrasında Avrupa Birliği üyesi olacak Federal yapı altındaki Kuzey kurucu Devletinin, Bürüksel den yollanacak ağır ekonomik reçeteye uyması için baskı yapılması, ikincisi ise her ayın başında bütçe açığının karşılanması adına adaya finansman sağlayan Türkiye Cumhuriyeti’nin bu uygulamayı belirli bir süre için dondurmasıdır.

Olası bir barış sonrası Kuzey ekonomisinin güney ile rekabet edebilmesi ancak bugünden kuzey ekonomisinde yapılacak ciddi reformlar ile gerçekleşebilir. Bunun için ihtiyaç duyulan dış dinamikler de kesinlikle Türkiye Cumhuriyeti tarafından yönetilmektedir. Eğer Türkiye gerçekten de adada güçlü bir ekonomik yapı istiyor ise, mevcut sistemin sonlandırılması adına her ay aktarmakta olduğu kaynakları dondurmalıdır.

Hiçbir planı olmayan, günlük politikler üreten ve halen rant dağıtan KKTC Devleti ancak bu şekilde sağlıklı bir yapıya ulaşabilir. Aksi halde bu ülkede hiçbir zaman mevcut sürdürülemez yapıdan kurtulamayız. Kurtulamayız çünkü bakmayın siz herkesin şikâyetçi olduğuna, bu yapıdan memnun ve mutlu olanların sayısı fazla ki 36 yıldır bu sistem işliyor.

Kategori
Etiketler

Henüz mesaj yok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kategoriler
Arşivler