Kıbrıs Türkü’nün Sn.Dr.Fazıl KÜÇÜK’ten sonraki SON LİDERİ Sn. Rauf Raif DENKTAŞ’ı bugün ebedi yolculuğuna uğurluyoruz. Kıbrıs Türkünün Lideri olarak tarihteki yerini alan Sn.Denktaş ile ilgili yorum yapmadan önce, bu insanın daha bir yaşında annesini, on yedi yaşında babasını kaybederek hayata tek başına başladığını ve bugüne kadar üç evladının ölümüne şahit olduğunu ama tüm kayıplarına rağmen bu toplumun özgürlüğü için savaş veren yalnız bir adam olduğunu hatırlamanızı isterim.

Yalnız bir adam olarak İngiltere’deki Hukuk eğitimini tamamlayarak adaya döndükten sonra Savcılık makamına kadar yükselen,1958’de İngiliz İmparatorluğu’nun “Hon-Kong Başsavcılık” görevini reddedip topluma Lider olmayı seçerek tüm kişisel menfaatlerini geride bırakan Sn.Denktaş’ın geçtiğimiz aylarda yaptığı açıklama hâlâ kulaklarımda…

“…Özellikle gençlere sesleniyorum. Devletsiz olmak demek aciz kalmak demektir. Başkalarının desteğine ihtiyaç duyarak yaşayan toplumlar “Devlet” olamazlar. Dünyada üzerinde Devletsiz yaşayan bir halk olamaz…”

Son üç gündür tüm televizyonlarda Sn.Rauf Raif Denktaş’ın hayatını anlatan belgeseller ve söyleşiler yayınlanıyor. Acılarla, yokluklarla ve mücadele ile geçen 88 yıllık bir ömrün ardından söylenecek çok şey var. Ama özeti şu; “Bir Dava için, inandıkları için ömrünü adadı ve yok olan bir toplumu karanlık günlerden bugünlere getirdi”.

Çok sevdiğim bir gazeteci büyüğüm şöyle yazmış “… görüşlerimiz asla kesişmedi ancak onun en büyük zaferi 20 Temmuz 1974’dü…”

1963’lerde hayatta kalabilmek adına küçük yaşta elinde silah, evini, köyünü ve namusunu koruyanlar, bugün onun başardıkları sayesinde adanın Kuzeyinde özgür bir hayat sürmektedirler. Ayni görüşü paylaşsın veya paylaşmasın tüm toplum, yitirilen büyük değerin farkında olmalı ve sahip olduğu özgürlüğün nasıl elde edildiğini yeniden hatırlamalıdır.

1922 yılında büyük zafer kazanan Atatürk için Loyd George; “Yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki, o büyük dahi çağımızda Türk milletine nasip oldu.” demişti. Kıbrıs Türkü için de Sn.Dr.Küçük ve Sn.Denktaş da bu yüzyıldaki en büyük iki liderdiler. Ne mutlu ki bu iki Lider bizleri bu günlere taşımışlardır.

Bir topluma lider olmak ulaşılabilecek en zor mevkilerdendir. Liderler kendilerini zor zamanlarda gösterirler. Toplumları arkalarından sürükleyen, onların güvenliği, özgürlüğü ve geleceği için savaşarak kendi hayatlarından daha çok toplumuna önem veren kişilere LİDER denir. İnandığı bir Dava için ömür tüketen Sn.Dr.Küçük ve Sn. Denktaş’ın ardından Kıbrıs Türkünün LİDERSİZ kaldığı da bilinmesi gereken bir gerçektir.

Bugünleri eleştirirken, geçmişimizi unutmamalıyız. Bu toplumun nerelerden bugünlere geldiğini, ne bedeller ödediğini hep hatırlamalıyız. Adadaki iki toplum arasında yaşanan zor günler belki geçmişte kaldı ama bugün eşit ortaklık ve eşit hak temelinde sürdürülmeye çalışılan görüşmelere kadar geçen zor zamanları da o günün şart ve koşullarında değerlendirerek bu Liderlerimizin neler başardığını ve neden toplum tarafından Lider olarak anıldıklarını anlamalıyız. Sn.Denktaş’ın ölümünün ardından, 1963-1974 döneminde yaşanan o zor günleri ve Kıbrıs Türkünün varoluş mücadelesini anlatan en güzel manşeti Yunanistan’da yayınlanan Alithia gazetesinin şöyle ifade etmiştir; “Denktaş öldü…Kıbrıs’a bölücü mührünü bıraktı… Birçok cinayeti işleyen ve EOKA’nın ENOSİS mücadelesini engellemek için kurulanTMT’nin kurucusu Denktaş öldü…”

Bugün Sn.Denktaş’ın cenazesi birçok ulusal kanalda canlı yayın olarak yayınlanacak. İngiltere BBC Televizyonu da yayını canlı aktaracak olan medya devlerinden biri. Üç gündür tüm Dünya’da manşetlerde olan Liderimizin vefat haberinde vurgulanan “…son sözleri KKTC’nin bağımsızlığı oldu…” söylemidir. Öyle bir Liderdi ki Sn. Denktaş, ölümü esnasında dâhi özgür yaşamasını sağladığı halkının varlığını bir kez daha Dünya’ya haykırmıştır…

Bu tarihe şahit olan bizler gerçekten de çok şanslıyız. Geleceğimiz olan çocuklarımız da çok şanslı. Çünkü ambargolar altında olsa da özgür topraklarda yaşamaktayız. Bizlere düşen bu özgürlüğümüzü ilelebet muhafaza etmektir.

Sn. Denktaş’a dair en son şahit olduğum bir anı;

Özel bir işim için, Sn.Rauf Raif Denktaş’ın vefatının sabahında Girne bölgesinde bir köye gittim. Köy kahvesinde kalabalık bir insan topluluğu Sn.Rauf Raif Denktaş’tan bahsediyorlar… Ve 90’lı yaşlarda bir amca aynen şu cümleleri kuruyor;

“… köye geleceği zaman yolları mersin dalları ile süslerdik. Ahali yola dökülür, onu görmek için bir gece önceden duyulan heyecan, sabah yerini telaşa bırakırdı. Ya şimdi… Şimdi kendini bu toplum lideri görenler kahveye geliyor, bizleri emir ile ayaklarına çağırıyorlar ve oyumuz için vaatler sunuyorlar…”

İşte toplumun “LİDER” algılaması bu kadar basit…

Kategori
Etiketler

Henüz mesaj yok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kategoriler
Arşivler