Önümüzdeki haftalarda yıl dönümünü kutlamaya hazırlandığımız, birçok kişi gibi benim de göğsümü gererek, övünerek ve gurur duyarak haykırdığım Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 29. Kuruluşu öncesi, bu ülkede yaşanan siyasi ve ekonomik buhranın olumsuz etkileri gün geçtikçe artmaya devam etmektedir.

Uzun yıllardan beri ekonomik akıldan uzak, toplum refahından ve geleceğinden kopuk bir yönetim sergileyen Hükümetler, 29. yaşını kutlamaya hazırlandığımız KKTC’nin yaşanmaz bir yer olması için ellerinden geleni yapmışlar ve kısmen de başarılı olmuşlardır.

Her ne şartta olursa olsun ben yine de bugünlerimize şükür ediyorum. Görünüş onu gösteriyor ki, bizleri yönetemeye çalışan ancak sadece kendi siyasi kariyerleri için çalışmakta olan siyasiler, bu toplumu çok daha kötü günlere sürükleyeceklerdir. Muhalefeti ile Hükümeti ile hiçbir yeterlilik sergileyemeyen siyasiler, özellikle son 9 yıldan beri ülkede yaşanmakta olan büyük çöküşün sorumlularıdırlar.

Lefkoşa Belediyesi’nde yaşanan ve son olarak birçok istifanın yaşandığı olaylar aslında KKTC’nin olası iflasının küçük bir örneğidir. Bir ülke Belediyesini yönetemeyenler nasıl olur da bir ülkeyi yönetmeyi planlarlar anlamıyorum. Bugün itibari ile ülkedeki siyaset sahnesinde bulunan hiçbir siyasal parti ve siyasetçi bu ülkenin yönetimi ve geleceği için ne yapılması gerektiğini bilmemektedir.

Lafa gelince nefes almaksızın nutuklar atan siyasilerimiz, uygulama noktasında başarısızdırlar. Düşünüyorum da acaba şu an mecliste yer alan siyasetçilerimizin kaç tanesi gerçek hayatta başarılı bir iş hayatı geçirmişlerdir? Hangisinin ekonomik anlamda başarısı vardır? Bugüne kadar hiç yöneticilik yaptılar mı? Aslında bir çoğunun gerçek mesleği profesyonel Siyasetçi!!!

KKTC Devleti, kendi içimizdeki bazı kesimler tarafından “sahte devlet” olarak tanımlansa da, bu Devletin sağlamış olduğu özgürlük ve güven çatısı altında yaşamakta olduklarını unutmamalıdırlar. 1974 öncesi yaşanan o zor günler kim tarafından inkâr edilebilir ki? O zaman bu isyan aslında KKTC Devletine değil, 1974 sonrası bu toplumun beklentilerini karşılayamayan ve Devlet olmanın gereklerini tam anlamı ile yerine getiremeyen seçilmiş tüm siyasetçileredir.

Ekonomik akıl ve toplumsal bütünlük tabanında hayal edilebilecek en güzel siyasi yönetimi ve en zengin ülkeyi yaratma şansımız varken, bunu yanlış yönetimlerin günlük yönetimleri sonucunda başaramadık. Bu kötü dönemlerde kendilerini ve yandaşlarını zengin eden, toplumun varlıklarını peşkeş çeken hiçbir siyasetçiyi yargılamadık. Toplum da ayni siyasetçiler gibi kendi rantı uğruna bu ülkenin bugünlere gelmesine destek olacak seçimler yaptı. 1974 sonrasında asla birlik olmadık. Bir toplum olarak hareket etmek yerine savaş sonrası kişisel menfaatlerin kurbanları olduk. Sonuçta özgür olduk ama ekonomik olarak güçlenemediğimiz için hep birilerinin ağzına bakar olduk…

Uzun yıllar ambargo yalanının ardına saklandık. Yetmedi tüm suçu Türkiye’ye yıktık. O da yetmedi toplum olarak parçalandık ve birbirimizi suçlamaya başladık. Merak ediyorum bu daha ne kadar sürecek. Acaba kimler daha ne kadar zaman bu toplumun üzerine basarak kendi menfaatleri için siyaset yapmaya devam edecek? Ve bu toplum daha ne kadar buna sabır edecek?

Ekonomik olarak ülkemizin güçlenmesi için Ambargolar engel değil. Hep söylediğim gibi; bu ülkenin kendi ekonomisini yaratacak bilgisi de sermayesi de var. Ama buna engel olanlar var. Başta kendi içimizdeki bazı kesimler. Suçu çok dışarıda arayacağımıza biraz da kendimize bakalım artık.

Bugüne kadar bu toplumun servetlerini tüketen, iflas ettiren ve hatta siyasi rant uğruna dağıtan hangi siyasiyi sorguladık? Kimi yargılayıp da yaptığını yanına kâr bırakmadık? Hani KTHY’yi batıranları yargılayacaktık? Hani sel felaketinde Hastanede ölen insanlarımızın hesabı sorulacaktı?

Önümüzdeki haftadan sonraki hafta KKTC’nin 29. Kuruluş yıldönümünü kutlayacağız. Bize yakışan Devlet Yönetimi kesinlik ile bu değil. Toplum olarak artık bazı gerçekleri anlamalıyız. Bu gidişin sonu yok… Devleti yönetenler ve mevcut düzende gelecekte yönetecek olanlar bu toplumu hiçbir yere taşıyamazlar.

Umarım KKTC’nin 30. yaşını bugünlerden daha iyi bir yönetim ve ekonomik düzen içerisinde kutlarız…

Kategori
Etiketler

Henüz mesaj yok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kategoriler
Arşivler