UBP Hükümetinin, 2010 daki Cumhurbaşkanlığı ve Yerel seçimlerin hemen ardından uygulamaya koyduğu “Ekonomik Paket” ile ilgili kamuoyundan gelen eleştirilere yanıt olarak kapalı kapılar ardında “Türkiye gönderdi uygulamamızı istedi” savunmasının tam tersi açıklamalarda bulunması, geçtiğimiz hafta ülke gündemine damgasını vurdu.

Hemen hemen tüm Bakanlarımız “Bu paketi biz hazırladık” ifadesini kullanarak Türkiye Hükümetini savundu.

Ekonomik Reform paketinin siyasi yükünü kaldıramayan Hükümetin daha önceleri Türkiye’yi açıkça işaret eden ifadelerinden bir anda 180 derece çark etmesinin sebebinin ne olduğunu herkes biliyor.

Bilmeyenlere de farklı bir açıdan ben anlatayım; Türkiye ile imzalanan bu protokol belli bir süre kamuoyunun bilgisinden saklandı. Hatta KKTC kamuoyu bunu Türkiye kanadından öğrendi.

Sözde ekonomik dayatma paketinin içeriği; sadece ve sadece, herkesin bildiği ada ekonomisinin kronikleşmiş sorunlarına yönelik yapılması gereken reformların çerçevesini tanımlamaktadır.

Söylendiği üzere kesinlikle bu ekonomk paket içerisinde hiçbir Yasal Düzenleme yer almamaktadır.

Bu Yasal düzenlemeleri KKTC Hükümeti tarafından hazırlanmıştır.

Hükümet hazırlamış ve yasalaştırmış olduğu bu düzenlemelerde; adil olmayan, yanlış, taraflı ve siyasi rantı koruyan adaletsiz uygulamalar ile halkı galyana getirmiş ve doğan tepkileri göğüsleyemeyince de adres olarak Türkiye Hükümetini işaret etmiştir. Şimdi ise tüm sorumluluğu yüklenerek “Günah Çıkartmaya” çalışıyor…

KKTC Ekonomisinin yeniden yapılanması ve başta Kamu Maliyesinin yeniden düzenlenmesi gerektiği herkes tarafından bilinen bir gerçek. Bunun için yapılması gerekenler de o sözde dayatma paketinin içinde açıkça yazıyor.

Yüksek Kamu Maaş maliyetlerinin yeniden düzenlemesi adına “Kamu Çalışanlarının Aylık Maaş-Ücret ve Diğer Ödenekleri” ile ilgili yasal düzenlemenin yapılması gerektiğinin açıkça ifade edildiği sözde ekonomik dayatma paketi kapsamında yapılan düzelmeme, ilgili KKTC li bürokratlar tarafından büyük gayretler sonucunda tamamlanmıştır.

Peki, Hükümet bu düzenlemeyi Yasalaştırdı mı?

Evet, Yasalaştırdı ve 01.01.2011 tarihinde yürürlüğe koydu.

Adil ve tarafsız bir Yasal düzenleme mi peki bu? Bir örnek ile size açıklayım;

Hiçbir siyasinin maaşından 1 kuruş dahi indirime olanak sağlamayacak şeklide hazırlanan yasanın amacı ilgili Yasanın 3.maddesi uyarınca ;

“Bu Yasanın amacı, bu Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra Devlette veya bu Yasanın 4’üncü maddesinde belirtilen diğer kamu kurum ve kuruluşlarda çalışmaya başlayanların aylık (maaş-ücret) ve diğer ödeneklerini, genel maaş kademelerini, kadro kademelerini, hizmet sınıfı olanların hizmet sınıflarının ve derecelerinin maaş kademelerini, kademe ilerlemelerini, hizmet sınıfı olanların sınıfları içinde yükselmelerini ve hizmet sınıflarını değiştirmelerini, hizmet sınıfı olmayanların, bulundukları kadro içinde ilerlemelerini, başka kadrolara geçmelerini ve yükselmelerini düzenlemektir.”

Diğer bir değiş ile yeni işe girecek olan her türlü Kamu görevlisinin başlangıç maaş ve baremini en düşük seviyeden başlatılmasını öngeren yasa herkes için adil olarak mı planlandı peki?

Cevabı sizin ağzınızdan duyar gibiyim; “HAYIR”…

Hükümet 2009 da işbaşı yaparkenden süre gelmiş bir alışkanlık olarak tüm kadrolardaki bürokratları değiştirdi.

Üstüne söz verdiği birçok ihtiyaç fazlası insanı “Sözleşmeli Personel veya Geçici Personel” statüsünde Kamuya aldı ve maaş bağladı.

Zaten batak olan Kamu Maliyesi içinden çıkılmaz bir batağa sablandı.

Sonra ekonomik paketteki bahse konu bu yasal düzenleme yapıldı.

Bizler ekonomist olarak dedik ki, enazından 2011 sonrası Kamuya yerleştirilecek olan ihtiyaç fazlası Sözleşmeli ve Geçici personellerin maaşları daha makul seviyelere çekilecek (gerçi yüksek vergi uygulamaları yüzünden piyasalardaki yüksek fiyat politikalarının düzenltilmeden bu ve bunun gibi yasaların hayata geçirlmesi halkın alım gücünü düşürmüştür ama kime ne!!!).

Ama bir de ne görsek dersiniz?

Yasanın Kapsam bölümü olan 4. maddenin (5) fıkrası;

“Bu Yasanın yürürlüğe girdiği tarihte Devlette veya bu Yasa kapsamındaki diğer kamu kurum ve kuruluşlarında aday kamu görevlisi, geçici işçi, geçici personel, sözleşmeli personel veya başka herhangi bir statüde çalışmakta olup da bu Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra yeni bir statüye geçenlere bu Yasa kuralları uygulanmaz.”

Şimdi sorarım size, sizce bu siyasi rant içeren maddeyi Türkiye Cumhuriyeti mi yazdırdı?

Yoksa Sendikalar mı?

Kim?

Bugün X Bakanlıkta sözleşmeli olarak görev yapmakta olup da 4.000 TL maaş alan bir kişinin yerine eğer Hükümet değişir ve yeni gelen Hükümet de bir başkasını atar ise onun maaşı 1.500 TL olacak.

Peki bu hangi akla – mantığa sığar? Nerde ekonomik akıl?

Bu Yasa gibi, Ekonomik Paket kapsamında hazırlanmış olan ve yürürlüğe giren birçok yasada daha size bu ve bunu gibi Siyasi Rant sağlayan veya koruyan düzenleme söyleyebilirim.

Bu yasaları eğer Türkiye Cuhuriyeti hazırlıyor ve medazori Hükümete uygulatıyor ise, demek ki Türkiye Hükümeti KKTC Hükümetinin varlığını sonsuza kadar sürdürmesini istiyor!!!

KKTC Ekonomisinin bugün bu halde olmasının birincil sorumlusu geçmişteki yanlış karar ve uygulamalar ile Türkiye Cumhuriyeti ile bu yanlış kararları kendi siyasi varlığını sürdürmek için kullanan ve hiçbir ekonomik vizyon ortaya koymayan gelmiş-geçmiş tüm KKTC Hükümetleridir.

Şimdi ne Türkiye’nin suçu KKTC ye ne de KKTC nin suçu Türkiye’ye ataya hakkı yoktur.

Her iki taraf da eşit oranda suçludur.

Belki de bunun tek nedeni her ikisinin de asla KKTC nin varlığına inanmamış olmasıdır kim bilir?

Sadece bilinen ve kesin olan şu ki, arada ezilen bir halk var o da KKTC halkı.

Bu topraklarda varlığını sürdürmeye çalışan, tek istediği ekonomik bağımsızlık ve ambargoların olmadığı bir siyasi yapı, adı her ne olursa olsun!!!

Herkes şapkasını önüne koymalı, tüm çıkar ve ihtiraslarından arınmalı ve bu ülkenin geleceği için bir adım atmalıdır artık.

2 Mart tarihinde yapılacak olan mitinkin Türkiye ve Türkiye halkına karşılık bir eylem olmadığını vurgulayan Kamu-Sen başkanı Mehmet Özkardaş bunu net olarak ifade etmiştir.

Mevcut Hükümetin yanlış politikalarına karşı yapılacak olan mitinkin farklı zümrelerce farklı manalara çekilmemesi ve Türkiye ile KKTC arasındaki maksatlı olarak yaratılan bu suni gerginliğin en kısa zamanda soğutulması gerekmektedir.

Kategori
Etiketler

Henüz mesaj yok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kategoriler
Arşivler