KKTC de sürekli olarak müdahale edilen, her gün değişen toplam 7 farklı KDV oranının yeniden düzenlenerek 5 farklı orana indirilmesi bugün için yapılması gereken bir düzenlemeydi.
Bu konuda %0 ve %20 lik özel matrah haricinde, üç oranlı bir KDV tablosu oluşturulması Maliye Bakanlığının doğru bir düzenlemesidir.
Ancak gerektiği ölçüde açıklayıcı ve detaylı bilgilerin yer almadığı yeni KDV listesinin piyasalara ne kadar olumlu veya olumsuz yansıyacağı şimdiden merak ediliyor.
Özellikle birçok %1 lik oranın %5 e yükseltildiği, et-süt ve ekmeğin %0 a çekildiği yeni düzenlemede yumurtanın %5 olarak hesaplanması dikkatlerden kaçmadı.
Eskiden %8 olan birçok ürünün %10 ve %16 olarak yeniden düzenlendiği KDV oranlarında esas konu, girdi maliyetleri KDV li olan sektörlerde %0 lık KDV satışlarının işletmeleri nasıl etkileyeceğidir.
Örneğin her türlü tabiplik ve veterinerlik hizmetleri %0 olarak düzenlenmiştir.
Diğer taraftan Süt üreten ve satan işletmeler, ekmek üreten fırınlar, küçük ve büyükbaş hayvanlar, kümes hayvanların satışındaki KDV oranı da %0 olarak düzenlenmiştir.
Peki tüm bu işletmelerin KDV ödeyerek satın alacakları hizmetlerden dolayı (örneğin; elektrik+su+ham madde v.b) yüklenecekleri KDV maliyetini nasıl eritecekleri bilinmez bir sorun oluşturmaktadır.
KDV nin mahsubu KKTC mevcut yasalar tahtında mümkün değildir.
Eğer Maliye Bakanlığı bu işletmelere (%0 ile mal ve hizmet satan işletmelere) KDV li olarak satın aldıkları mal ve hizmetleri gider yazmalarına izin verir ise, KDV bir maliyet oluşturacağından piyasadaki satış fiyatları bu maliyet oranında yükselecektir.
Ancak KDV nin mahsubuna izin verilir ise (örneğin sosyal sigorta borcu veya diğer kamu alacaklarına), piyasalarda gerçekten hem yeni bir finansman maliyeti oluşmaz hem de adil bir rekabet ortamı sağlanmış olur.
Bence yürürlüğe konan bu yeni KDV oranları ile ithal ve yerli ürünler arasındaki KDV oranlarının eşitlenmiş olmasının KKTC deki üretim sektörüne nasıl bir etki yapacağı da oldukça hassas bir konudur.
Daha bir ay önce yerli zeytinyağı üreticisini korumak için ithal zeytin yağını yasaklayan Hükümet, benzer diğer ürünlerde herhangi bir tedbir almaksızın KDV oranlarını eşitledi.
Eşitledi de ne oldu peki?
01 Ocak 2011 ve 02 Ocak 2011 tarihlerinde bilinçli olarak tüm marketlerden KDV oranı değişmiş olan Coca-cola ürünü satın aldım.
Coca-cola yerli üretim olmadığı için eskiden %16 KDV oranına dahildi.
Ancak son düzenlemeden sonra ister yerli üretim olsun isterse ithal olsun tüm gazozlu içecekler %10 KDV oranına dahil edildi.
Ne ilginçtir ki iki farklı marketten ayni gün Coca-cola satın aldım.
Bir markette kdv oranı %16, diğerinde ise %10 du.
Zaman darlığından işletmelerin bunu ayarlayamamış olması normal.
Fakat bu örnekte tuhaf olan şu; her iki farklı kdv oranında da coca-cola nın KDV dahil satış fiyatı 1,23.
Yani KDV oranının ithal üründe %16 dan %10 e düşürülmesi fiyatında hiçbir değişikliğe neden olmamıştır.
Uygulamaya konmuş olan yeni KDV oranları ile birlikte aynı zamanda yeniden düzenlenmesi gereken ibrçok yasa da hayata geçirilmedi.
İşletmelerin stok affı düzenlemesi, stopaj oranlarının yeniden belirlenmesi ve işletmelerin bilançolarında yer alan “peşin ödenen vergiler” kalemlerinin mahsubuna izin verilmesi v.b uygulamaların, yeni KDV oranları ile birlikte hayata geçirilmesi gereken dengeleyici yasal düzenlemeler olarak dikkat çekmektedir.
KKTC de yürürlükte bulunan bu vergi politikaları, maliyet artırıcı düzenlemelerden oluşmaktadır.
İthal ve yerli ürünlerin KDV sini eşitleyen bu yeni uygulamanın ardından, Maliye Bakanlığının ithal ürünlere FON getirmesi an meselesi. Mevcut sistemde KDV nin maliyet oluşturması yetmezmiş gibi, FON uygulamaları da piyasalarda ciddi oranda pahalılığa neden olacaktır. Satın alma gücü düşen halk doğal olarak daha ucuz ekonomilere kayacaktır.
30 Eylül 2010 tarihli kaleme aldığım yazımda, bugün doğacak sıkıntıya dikkat çekmiştim;
“MALİYE BAKANLIĞI’ nın YENİ UYGULAMALARI
(Yerli Üreticinin İflası ve Tüketimin Güneye Kayması)
KDV Yasasında değişiklik
Maliye Bakanlığı geçtiğimiz günlerde tamamlamış olduğu KDV Yasası ile ilgili düzenlemeyi Meclise sevk etmeye hazırlanıyor. Bu yasa tasarısının içinde yine birçok eksik, yanlış ve farklı uygulamalar göze çarpmaktadır.
Bu değişikliklerin en önemlilerinden biri de, ayni tip ürün üzerinde uygulanan “ithal mal KDV oranı” ile “yerli üretilen mal KDV oranı” nda yapılan yeni düzenlemedir.
Mevcut uygulamada ayni üründe; yerli malın KDV si %8 ken, ithal malda KDV %16 olarak uygulanmaktadır.
Örneğin “X” bir mal KKTC de üretilerek satılıyor ise KDV oranı %8 ken, ayni malın ithalinde uygulanan KDV oranı %16 olarak hesaplanmaktadır.
Bunun nedeni de ayni kalitedeki ve ayni tipteki bu mallarda yerli üreticiye destek vermektir.
Şimdiki yeni düzenlemede bu iki oran eşitleniyor. Yani hem yerli üretimde hem de ithalde KDV oranı %16 olarak eşitlenecek.
Tüketim Güneye Kayacak
Maliye Bakanlığı yerli üretimden daha fazla KDV tahsil ederek bütçesine yeni gelir sağlamayı planlarken, Sanayi Odası; yerli üreticilerin ithal mallarla rekabet şansının ortadan kalkacağını iddia ederek, ithal mallara fon getirilmesini istedi.
Bu talebe karşın açıkça olmasa da sıcak bakan Maliye Bakanlığı, yerli ürünlerde yapacağı %8 lik bir KDV artış ile bütçesindeki gelirini artırma yönünde bir adım atarken diğer taraftan da Sanayi Odasının isteğini yerine getirerek ortalama %4 lük bir fon uygulaması yapmayı planlamaktadır.
Herkes memnun. Sanayici de memnun Hükümet de. Ama çalışanların aylık maaşlarındaki vergi muafiyetinin düşürülerek piyasadaki tüketicinin alım gücünü zayıflatan Maliye Bakanlığı, ciddi oranda pahalaşacak olan Kuzey ekonomisindeki tüketimin güneye kayacağını gözden kaçırmış olmalı.”
Bizler bu tehlikeyi 3-4 ay öncesinden görebiliyor isek ama yine de bu uygulamalar hayata geçirilebiliyor ise bizler ne diyebiliriz ki?
Henüz mesaj yok