KKTC ekonomisinin içinde bulunduğu durumu ve yetkililerin bu konudaki açıklamalarını, bir fıkra ile özetlemeniz istenirse, ne yaparsınız?

Evet… Hiç düşündünüz mü?

MEVCUT TABLO

Uzun uzun anlatmaya gerek yok. Birkaç örnek bile yeterli…

KKTC, giderek derinleşen bir ekonomik kriz yaşıyor.

Ekonominin lokomotifi olan sektörler; başta turizm, inşaat, eğitim ve hizmet olmak üzere zor durumdalar.

İnşaat firmaları ardı ardına iflas ediyor, Üniversitelerin %80 kontenjanları boş, turizm 4 ay dışında kan ağlıyor ve hizmet sektörü yüksek vergiler karşısında borç batağına saplanmış durumda.

İşyerleri kapanıyor ya da üretimi kısıyor.

İşsizlik çığ gibi büyüyor.

Karşılıksız çekte patlama yaşanıyor.

2011’in ilk üç aylık bütçe verileri vergi oranlarında ciddi bir artış gösteriyor…

Hükümet halen hız kesmeden istihdam yapıyor.

Özetle, ekonominin bütün göstergeleri olumsuz yönde seyrediyor.

Yetkililer ise; “Ekonomi düzeliyor… Ekonomik planı uygulamaya devam ediyoruz…”, “Ülkeyi özelleştirip para bulacağız ekonomiyi kurtaracağız”, “Bütçe açığı kapanıyor”, “Hamdolsun iyiyiz” diyorlar.

Ülke iflasın eşiğinde, hiçbir RADİKAL plan ve programı olmayan Hükümet ise günlük kararlar ile ekonomi yönetiyor…

Kendi yandaşları tarafından alkışlanan ve gerçeklerden uzak hayal dünyasında yaşayan Hükümet “herşey yolunda…” diyerek ülkeyi çıkmaza sürüklemeye devam ediyor.

Yukarıdaki tabloyu en güzel yansıtan fıkra, yıllar önce yazdığımız “BOKSÖR” fıkrası olsa gerek.

BOKSÖR

Bir boks maçında, dayak yiyen boksöre ilk raunt bittiğinde, antrenörü;
– Aferin evladım, çok iyi gidiyorsun. Adamı iyi dövdün, devam et…
demiş. İkinci raunt başlamış, değişen bir şey yok. Bizim boksör dayak yemeye devam ediyor, bir gözü de iyice morarmış. Raunt bittiğinde antrenörü;
– Çok iyi dövüştün, bravo. Adamı öyle dövdün ki neredeyse devirecektin demiş. Üçüncü raunt başlamış. Bu kez kaşı açılmış, dudağı yarılmış, burnu kanıyor. Ringin ortasına serildi serilecek. Neyse ki, gong imdadına yetişmiş. Perişan bir şekilde, kesik kesik nefes alırken, antrenörü demiş ki;
– Aferin evlat, çok iyiydin. Hatta önceki rauntlardan daha iyiydin. Çok iyi dövdün, perişan ettin adamı, bravo…
– Hocam, adamı çok iyi dövdüm, perişan ettim değil mi?
– Evet, evet, adamı perişan ettin…
– Hocam, madem ben adamı dövüp, perişan ediyorum… Peki ama biri beni dövüyor, o kim?

Kategori
Etiketler

Henüz mesaj yok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kategoriler
Arşivler