“Halkın Alım Gücü Düştü Ama Piyasalar da Ucuzladı…”

Dövizde beklenen oldu ve döviz yükselmeye başladı. Buna hazırlıksız yakalanan Hükümet herhangi bir ekonomik açılım paketi ortaya koyamıyor.

Bunun yerine Hükümet “Halkın Alım Gücü Düştü Ama Piyasalar da Ucuzladı…” şeklinde manasız ve amaçsız açıklamalar yapıyor.

Bakın size bu cümlenin Türkçe anlamını söyleyeyim; “HALKIM İFLAS EDİYOR AMA GELEN TURİSTLER İHYA OLACAK…”

Hükümetlerin önceliği Halkının refah düzeyini artırmak ve korumaktır.

Bu bilinçten uzak bir idare sergileyen Hükümet, yaşanan ekonomik gelişmeler ışığında hem çalışanların hem de işverenlerin iflasını izlemeye devam ediyor.

Her türlü satılık/kiralık taşınmaz malın, birçok girdi maliyetinin, akaryakıtın, ithal ürünlerin dövize endeksli olduğu KKTC’de yaşanan bu gelişmeler karşısında Hükümetin acil bir ekonomik açılım yapması gerek.

Neden mi?

Bunu hem satıcı (Şirketler) hem de alıcı (vatandaş) açısından değerlendirmek gerek.

Öncelikle Şirketler dövize bağlı ithal ettikleri bir ürünü (malı), döviz kurunun artmasına rağmen fiyat indirimine gider ise, satışını yapacağı ürününün yerine ayni ürünü koyamayacaktır.

Çünkü kur artmıştır…

Ne var ki bu indirimi yapmaz ise de zaruri ihtiyaçlar dışında tüketimini durduran vatandaş bu ürünü almayacak…

Sonuç; satış yapamayan satıcı iflas edecek, vatandaş tüketimini sıfırlayacak…

Bu durum ekonominin resesyona girmesine neden olacak ve zaman içerisinde de ekonomik hacim daralacak.

Hükümetin hem işverenler için hem de çalışanlar için, kısacası tüm vatandaşlar için ciddi önlemler alması gerek.

Hem de HEMEN BUGÜN…

1. Şirketlerin İhtiyaç Duyduğu Sermayenin İç Dinamiklerden Yaratılması:

1.1 Şirketlerin Aktiflerinde kayıtlı bulunan Maddi Duran Varlıkların veya Şirket Ortaklarının kendilerine ait VARLIKLARININ (Demirbaş, Arazi, Bina v.b) satışında, satış gelirinin sermayeye eklenerek finansman yaratmak şartına bağlı olarak “Vergi Muafiyeti” sağlanmalıdır;

1.2 Kamu Alacakları Yasasında değişiklik yaparak, Şirketlerin bilançolarında yer alan “Stopaj Alacakları” nın, yine ilgili Şirketlerin Sosyal Sigorta, İhtiyat Sandığı, KDV, Kurumlar Vergisi v.b yükümlülüklerine mahsup imkânı sağlanmalıdır;

1.3 Tüketim Mallarındaki Vergi oranları aşağıya çekilerek maliyet yaratan vergi sistemi uygulamasından vazgeçilmelidir. Piyasadaki fiyatlara müdahale etmek adına belirli bir süre vergi oranları minimize edilmelidir;

1.4 Taşınmaz Mal Satışlarında ödenmesi gereken stopaj %4’den %1’e indirilmeli ve yabancılara özellikle de T.C vatandaşlarına yapılan satışların tapu işlemleri ile ilgili yeni düzenlemeler yapılarak inşaat sektörüne yönelik satışlar teşvik edilmelidir.

1.5 KKTC’li personeli istihdam edecek işletmelere belirli şartlar altında, ödeyecekleri Kurumlar Vergisi Matrahında “özel indirim” hakkı verilmelidir.

Hükümet yukardaki Yasal düzenlemeleri bugünden geç kalmamak şartı ile yürürlüğe koymalıdır.

Bu gelişmeler ekonomideki resesyona tehlikesini ortadan kaldıracak, tüketimin devamlılığını hatta artmasını sağlayacak ve ekonomik hacmi büyütecektir.

Bunu öngörmesi ve uygulamaya koyması gereken Hükümete bir uyarı daha yapmak istiyorum.

Eğer ki Hükümet bu açılımı yapmaz ise döviz borcunda yakalanan Şirketler bu yıl sonu KUR ZARARINDAN dolayı Ticari Zarar elde edecekler ve Devlete Vergi Ödemeyecekler.

Bu gelirlerden mahrum kalacak olan Kamu Bütçesi bugünden daha da zor bir duruma düşecek…

İflas eden bir ekonominin Devlete hiçbir katkısı yoktur.

Bu iflasların sonu da beklenen Sosyal Patlamayı tetikleyecektir.

Kategori
Etiketler

Henüz mesaj yok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kategoriler
Arşivler