Çözüm Ada Ekonomisini UÇURACAK !!! Nereye uçuracak ve kimi uçuracak acaba? Biz o uçakta olacak mıyız yoksa uzaktan el sallayıp uçurtma uçurmaya devam mı edeceğiz? “

2009 yılında taraflarca görüşmelere konu olmuş olan ve birçok alanda da uzlaşıya varılmış olan “Ekonomi” ile ilgili başlıkların detayları, neden bizim genel anlamda bu adada var olamayacağımızın ve/veya bu varlığımızı devam ettiremeyeceğimizin de detaylarını satır aralarında net bir şekilde anlatmaktadır.

Bugüne kadar Dünya’da yaşanmış olan, hale hazırda yaşanmakta olan ve gelecekte yaşanacak olan birçok savaşın temelinde EKONOMİ yatmaktadır. Ekonomik bağımsızlığı, ekonomik gücü, ekonomik yeterliliği ve egemenliği olmayan ÜLKELER ve/veya TOPLUMLAR, bir başka ülke ve/veya toplum tarafından yönetilirler ve yok edilirler. Bahse konu ekonomik ilkelerin en doğal göstergesi vergi tarih, tahakkuk ve tahsilat egemenliği gelmektedir.

2004 Annan Planı sonrasında taraflarca sürmekte olan görüşmeler kapsamında ekonomi alanında uzlaşılmış olan birçok temel ekonomik çerçeve, Kıbrıs Türkünün gelecekte ekonomik anlamda tam teslimiyet veya yok oluşunu işaret etmekte. Hem Genel Bütçe hem de Kıbrıslı iş adamlarına yönelik ayrı ayrı planlanmış ama genelinde Türk toplumunun ekonomik anlamda küçültülmesini temel alan bu birçok uzlaşıdan ilki; Oluşturulacak Federal yapı altında uygulanacak olan Federal Bütçe ile ilgili;

“…Federal Maliye Bakanı’nın harcama akımını kontrol ve denetleme dâhil olmak üzere yıllara sari mali programlar ile yıllık bütçeler hazırlama ve uygulama yetkisinin olmasıdır. Federal Maliye Bakanı’nın özellikle mali yıl boyunca harcama limitlerini belirleme ve bu doğrultuda mali politikayı hüküm süren ekonomik koşullara karşılık olarak uyarlama yetkisi olmalıdır”

Gayet normal bir uzlaşı… Devam ediyoruz incelemeye;

“…Tüm dolaylı vergiler Federal Hükümet tarafından uygulanacak ve tahsil edilecektir.

İşte bu masum görünüşlü basit cümlenin altında öyle küçük bir detay var ki Türk Toplumunu ekonomik anlamda yok edecek matematiksel gerçeği örtmekte…

Matematiksel olarak hemen açıklayalım ve de ispatlayalım…

Nedir Dolaylı Vergiler? Hangi Vergiler Dolaylı Vergidir?

Dolaylı vergi, bir gerçek ya da tüzel kişinin geliri veya sermayesi üzerinden değil, kişiler arasında gerçekleşen ekonomik işlemler üzerinden belirlenmiş oranlarda alınan vergi türüdür. En çok bilinen Dolaylı Vergi türleri; Katma Değer Vergisi (KDV),Damga Vergisi, Banka Sigorta İşlem Vergisi, Gümrük Vergisi ve Özel Tüketim Vergisidir. Bu Vergilerin en büyük özelliği, diğer birçok vergiye oranla “AYLIK” ve/veya işlemin yapıldığı gün tahsil ediliyor olmasıdır. Dolayısı ile de birçok ülkede olduğu gibi bizim ülkemizde de bu vergi türü, Devlet Bütçesinin en büyük “GELİR”kalemini (%60dan fazla) ve dahası tek “SICAK PARA GİRİŞİNİ” sağlayan vergi türüdür.

Anlaşma imzalanır imzalanmaz oluşacak Kurum Türk Devletinin gümrüklerden tahsil ettiği her türlü vergi, resim ve fonlar ya Federal hükümetin bütçesine geçecek ya da iptal edilecektir. Bu da devletimizin bütçe gelirlerinin %75’inin kaybına neden olacaktır. O zaman da Türk devleti kamu görevlilerini, emeklilerini sağlık, eğitim, ulaşım, güvenlik vb. hizmetlerini yerine getirmede nereden kaynak bulacaktır? Bu durumda Kurucu Türk Devleti kamu görevlilerinin sayısında zorunlu azaltmaya ve/veya maaş ile transferlerde ödemelerinde azaltma yönünde gitmekten başka bir seçeneği kalmamış olacaktır.

Taraflarca uzlaşılmış olan ve yukarda uzlaşıya konu cümleye yer verdiğimiz görüşmeler kapsamında, Federal Devletin bir parçası olan Türk tarafındaki tüm sıcak para anında Federal Devlete transfer olacaktır. Ancak, ne enteresandır ki, her bir taraf ayrıca kendi ana bütçesini oluşturacak ve Federal Devletten sadece belirli paylar alacaktır ki bu da tanımı yapılana kadar toplanan dolaylı verginin ¼ ünü aşmayacaktır. E peki siz Kuzeyin tüm sıcak parasını elinden alır ama kendi bütçeni yap ve hayatını idame ettir, biz belirli şartlarla bu topladığımız paradan size her yıl sonunda tahsilat masrafları dağıtıldıktan sonra payımıza düşeni geri vereceğiz dedikleri anda iflas edecek Kıbrıs Türk toplumu ne yapacaktır? Uzlaşılan metinler içerisinde ; “Federal Hükümet dolaylı vergilendirme kaynaklı gelirin bir kısmını Kurucu Devlet/federe birimlere verecektir.” denmekte. Hatta iki taraf arasındaki başta altyapı açığının giderilmesi adına Kuzey’e “altyapı ile sınırlı olmak kaydı ile (yol/kaldırım/vb.)” daha fazla kaynak aktarılacağından bahsedilmekte. Peki, Türk Kurumu devletinin cari bütçe ne olacaktır? Hele de T.C.’nin de bugün olduğu gibi mali desteği de kesilmiş olacağına göre?

Bütçe Gelir Kaynaklarının büyük bir kısmının Federal Devlete aktarılacağı ama kendi bütçesini hazırlayarak tüm memurunu, emeklisini, cari borçlarını, yatırımlarını (kısmi), eğitim, sağlık, güvenlik vb. her türlü giderini karşılamak zorunda olan Kuzey böyle bir durumda iflas edecektir. Bu yazıyı okuyan birçok insan eminim şunu söylüyordur. E şimdilerde zaten bütçe açık vermiyor mu? Ya da bütçe gerçek anlamda ülke ihtiyaçları ve/veya gerekli ve öncelikli ihtiyaçlar için mi harcanıyor? …

Bugün KKTC bütçesinin kendi ayakları üzerinde duracak kaynağı, sermayesi, bilgisi her şeyi vardır. Bunu yapamamak, planlayamamak ve ekonomik anlamda büyüyememek öncelikli olarak bizim çürümüş siyasi yapımızın eseridir. Tüm ülkelerin Bütçeleri zaman zaman açık verir. İç borçlanma, dış kaynaklı borç ve alınan önlemlerle bu bütçeler yüzdürülür. Bugün biz de tüm olumsuzluklara rağmen bunu yapıyoruz. Ancak bu şartlar altında bir Federal Yapının oluşturulması sonrasında Kıbrıs Türk Tarafının bütçe açığı %1000 artacağı bir yana, Kıbrıs Türk tarafının ekonomisi tamamı ile Federal Yapıya ve/veya diğer bir ifade ile yönetimin %67 sini elinde bulunduran Güney tarafının yönetimine ve kararlarına bağlı olacaktır. Onlar da bizleri o kadar çok sevmektedirler ki hakkımızı sonuna kadar savunacaklardır!!! Bugünkü işletmelerimizin bir çoğu Rum işletmelerinin Kuzeydeki bayileri olacaktır.

Bugüne kadar KKTC’yi yöneten tüm başarısız Siyasilerin yarattığı yıkım sonrasında canından bezen halk, olası bir çözümün kendisini başta ekonomik anlamda nerelere taşıyacağını net olarak bilmek zorundadır. Kapalı kapılar ardında süren ve sürekli pembe tablolar çizilen görüşme sürecinin ekonomi alanında bu şekildeki maddelere bağlı olarak sonuçlanması, gerçek anlamda Türk toplumunun ciddi bir çoğunluğunun yakın bir gelecekte “alt tabaka” olarak yaşamaya başlayacağını işaret etmektedir; tıpkı 1974 öncesi sosyo-ekonomik yaşantımız gibi.

Anlaşma olsun da ne olursa olsun sloganı ile “İnadına Barış” çağrısı yapan ülkedeki statükonun ana koruyucusu olan bazı sivil toplum örgütleri böyle bir çözümün ardından eminim çok sevineceklerdir. Çözümü tek kurtuluş gören bu örgütler emin olsunlar ki böyle bir çözümün ardından ekonomik olarak yaşanacaklar sonrasında da bu günleri mumla arayacaklardır…

Yunanistan’da yaşanan ve AB tarafından dikte ettirilen ekonomik önlemler paketinin sonuçları ortada. Bizde o da olmayacak çünkü AB den önce Federal Devlet karar verecek… O zaman geldiğinde, ülke geleceğini öngörmeden hiçbir konuda anlaşmaya varamadığınız birçok alandaki “kazanılmış haklar”ın tamamına yakını ortadan kaldırılınca anlayacaksınız ki bugünlerde geleceği düzeltme şansınız vardı… Ama o gün geldiğinde bir geleceği olmayacaktır bu toplumun… Sizler de en az bizi bunca yıldan beri yöneten başarısız siyasiler kadar tarih önünde suçlu olacaksınız…

Kıbrıs Türk tarafının oluşturacağı Bütçe’nin tüm sıcak para kaynağı olan Dolaylı Vergilerin Federal Bütçeye aktarılması sonrasında, belirli bir personel de Federal Yapıya aktarılacaktır. Ancak, toplam Bütçe gelirlerinin %60 dan fazlasını oluşturan Dolaylı Vergilerin Federal yapıya aktarılmasına ilişkin yönetimde çok az sayıda Kamu çalışanı Federal Devlette görev alacaktır. Üstelik de Federal yapıda görev alacak kamu görevlileri sınava tabi tutularak istihdam edileceklerinden gerekli mesleki eğitim, bilgi ve tecrübeye sahip aday bulunamaması halinde özel sektörden de istihdam edileceği de AB’nin mevzuatı kapsamında olduğu gerçeği de göz önünde bulundurulmalıdır. Kalanların ise ödenebilmesi de mümkün olmadığından, çözüm sonrasında ciddi kamu personel maaşlarında kesintileri vs. yaşanacaktır.

Ekonomik olarak genel çerçevede zayıflayacak olan Türk Toplumu içerisinde, belki 3-4 iş insanı sivrilecektir. Ancak, genel olarak Türk halkı ekonomik zayıflık neticesinde büyük sıkıntılara düşecek ve belki de bugünkünden daha fazla sayıda bu adadan göç edecektir…

Devamı Pazartesi…

Kategori
Etiketler

Henüz mesaj yok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kategoriler
Arşivler