“Temel Mantık: Kayıt Dışının Önlenmesi ve Adil Vergi Politikaları”
KKTC ekonomisinde “kayıt dışı” işlemlerin her geçen gün arttığı ve ekonomiye büyük bir zarar verdiği herkesçe bilinen bir gerçek.
Bu noktada aslında en büyük görev Sn. Maliye Bakanı’na düşüyor. KKTC’de maliyet yaratan vergi sisteminin varlığına ek olarak, sistemin denetlenemez bir yapıda olması kayıt dışı ekonomiyi her geçen gün körükleyen başlıca nedenlerindendir.
Maliye Bakanlığı “kayıt dışı” ekonomi ile mücadele edebilmek adına özellikle küçük esnafa yönelik olarak “Götürü Usulde Vergilendirme”de yenilikler yaparak 2011 yılı içerisinde mevcut tüm küçük esnafı kayıt altına almaya çalışmıştır.
Ancak bu konuda esnafın yeterli oranda bilgilendirilmemiş olması ve ilgili Yasal düzenlemenin çağın gereksinimlerine yönelik kapsamlı bir çözüm ortaya koymaması “Götürü Usulde Vergilendirme”den yararlanmak için yapılan başvuruların, Maliye Bakanlığı’nın beklentisinin altında kalmasına neden olmuştur.
Maliye Bakanlığının olumlu bir girişimi olarak yorumlanan bu uygulamanın yeniden düzenlenerek, Esnaf ve Sanatkârlar odası ile birlikte yapılacak ortak bir çalışma ile tekrardan gündeme getirilmesi gerekmektedir. Şu an yürürlükte bulunan “Götürü Usulde Vergilendirme” üç gruptan oluşmaktadır.
1.grup Kent Ve Kasabalarda Münhasıran Serbest Meslek İle Esnaflık Yapanlar, 2. Grup Köylerde Münhasıran Serbest Meslek İle Esnaflık Yapanlar ve 3.grup Münhasıran Tarımsal Faaliyet Yapanlar. Asgari ve azami safi kazanç miktarlarının belirlendiği düzenlemede alt sınır 19.000 TL, üst sınır ise 50.000 TL olarak belirlenmiştir.
Götürü usulde vergilendirilen mükelleflere belge düzeninin benimsetilmesi ve kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınarak vergilendirilmesi hedeflenmişti.
Ancak götürü usulde vergilenen mükelleflerin gerçek kazançları üzerinden vergiye tabi olmamaları nedeniyle satın aldıkları mal ve hizmetler için belge alma konusunda isteksiz olmaları ve bu isteksizliğin de kayıt dışılığı besler hale geldiği bir gerçektir.
Bu gerekçelerden hareketle küçük esnafa yönelik daha kapsamlı yeni bir “Vergi Sistemi” ne geçilmesine ihtiyaç vardır.
Küçük İşletmelere Yönelik Yeni Vergi Sistemi Şu Şekilde Tasarlanmalı;
Daha önceki Yasal düzenlemede 3 gruba ayrılan vergi mükellefleri bu yeni Yasal düzenleme ile 4 gruba ayrılmalı.
1- Vergiden Muaf Esnaf;
2- Seyyar Satıcılar;
3- Özel Vergileme Usulüne Tabi Küçük Esnaf;
4- Şehiriçi Yolcu Taşıma Aracı İşletenler.
1. Vergiden Muaf Esnaf
Uygulanmakta olan mevcut götürü usulde vergilendirme kapsamındaki esnafın vergi muaflığı 19.000 TL safi kazancın altında kalanlar için uygulanmaktadır.
Bunların tespitinde büyük sıkıntılar yaşayan Vergi Dairesi konu ile ilgili yeni bir düzenlemeye gitmeli ve “Vergiden Muaf Esnaf” kategorisi oluşturarak; KKTC Vatandaşı olup da bu kapsama giren esnafa cüzi bir miktar karşılığı harç ödemek suretiyle “esnaf muaflığı belgesi” verilmelidir.
Özellikle ev hanımlarının makine kuvveti kullanarak yaptıkları bazı işler de mutlak surette bu kapsamında değerlendirilmelidir.
2. Seyyar Satıcılar
Özellikle son yıllarda nüfusun paralel olarak gelir seviyesindeki düşüşün de artması ile birlikte sokaktaki seyyar satıcıların sayısı hızla artmıştır. Kayıt altına alınmakta ve vergilendirilmede büyük sıkıntı yaşanan seyyar satıcılar aynı zamanda başta tekstil ve oyuncak sektöründe haksız rekabete neden olmaktadırlar.
Bunlar ile ilgili olarak yeni bir Yasal düzenleme yapılmalı ve bu iş ile iştigal eden kişilere yönelik Vergi Dairesi tarafından “Seyyar Satıcı İzin Belgesi” verilmelidir.
Belirli bir harç karşılığında verilecek olan bu belgeye haiz olan “Seyyar Satıcılar” yapacakları alım ve satımlar ile ilgili tüm işlemler için belge almak ve düzenlemek zorunda olacaklardır. Hazırlanacak olan basit bir format üzerinden üçer aylık dönemlerde beyan edilecek olan “kazanç” miktarı haricinde KDV uygulaması da bu guruba giren kişi/kişiler için uygulanmaya devam edecektir.
Ayrıca ileriki dönemde bahsedeceğim ve de kayıt dışı ekonomi ile mücadele edebilmek adına yeniden hayata geçirilmesi gereken KDV İadesi formunda, bu tür satıcılardan edinilecek alımlara ilişkin belgelerin KDV iadesinde de sınırlama en düşük düzeyde tutulmalı ve tüketicilerin bu belgeyi almaları teşvik edilmelidir.
Bu sınıflandırma yapılırken de “Büyük Şehir Sınırları” dâhilinde hizmet verenler ile vermeyenlere yönelik de kesin bir ayırım yapılması gerekmektedir.
Kişiye özel olarak düzenlenecek olan “Seyyar Satıcı İzin Belgesi”ne haiz olmayan hiçbir kimse bu hizmeti verememelidir. Bu grup altında dâhil edilecek olan küçük esnafının adil rekabeti sağlaması adına “Motorlu nakil vasıtaları kullanmamak şartı ile gezici olarak veya bir işyeri açmaksızın perakende ticaret ile iştigal edenler (Giyim eşyalarıyla zati ve süs eşyaları, değeri yüksek olan ev eşyaları ile pazar takibi suretiyle gıda, bakkaliye ve temizlik maddelerini ve sabit iş yerlerinin önünde sergi açmak suretiyle o iş yerlerinde satışı yapılan aynı nev’iden malları satanlar hariç) ibaresi mutlak surette eklenmelidir.
3. Özel Vergileme Usulüne Tabi Küçük Esnaf
İlgili Yasal düzenlemenin 1., 2. ve 4. maddeleri dışında kalan ve Asgari 19.000 TL ile azami 50.000 TL arasında satış yapan tüm küçük esnaf bu grupta toplanmalıdır.
Bu kapsama giren esnafın elde edeceği vergiye tabi kazanç üzerinden; Büyükşehir belediye sınırları içinde faaliyette bulunanlar için %20, diğer yörelerde faaliyette bulunanlar için %15 ve Kalkınmada öncelikli yörelerde faaliyette bulunanlar için %10 olarak gelir vergisi ödemelerine imkân tanınmalıdır.
Ayrıca, küçük esnafın yıllık alım tutarları (asgari 50.000 TL) aşmayan; satın aldıkları mallara ilişkin belge tutarı toplamının yüzde 10’u, izleyen yılda, vergiye matrah olacak tutardan indirilmesi sağlanarak belge toplaması teşvik edilmelidir.
Yine bu grup esnaftan alınacak belgelerin KDV İadesi formunda sınırlamanın en düşük düzeyde tutulması ve tüketicilerin bu belgeyi almaları teşvik edilmelidir. Yine bu kapsamda çalışacak olan esnafın en fazla 1 kişiye istihdam sağlamasına olanak verilmelidir.
4. Şehiriçi Yolcu Taşıma Aracı İşletenler
Şehiriçi yolcu taşıma aracı işletenlerin (tek “T” izni olan araç sahiplerinin veya Taksi belgesi olan araç sahiplerinin) toplandığı grup olarak düzenlenmelidir.
Bu gruba dâhil olan araç sahiplerinin vergilendirilmesinde araçların plakalarına göre kayıt tutulmalı ve aracın kasko değerleri toplamının yüzde %25’i vergiye tabi matrah olarak kabul edilmelidir.
Sürücünün ehliyet için veya yıllık motorlu araçlar vergisi olarak ödediği vergi ile araçların sigorta primleri bu tutardan indirilerek kalan bedel üzerinden %20 vergi tahsil edilmelidir.
Özetlemeye çalıştığım bu yeni Küçük Esnaf Vergi Sistemi ülke ekonomisindeki kayıt dışılığa ciddi oranda son vermekle birlikte (küçük esnaf için) adil vergi sistemi ile rekabeti de destekleyecektir. Tabi ki bu sistemi kurmak dışında esas olan denetlemektir.
Bunun için de Esnaf ve Sanatkârlar Odası ile Vergi Dairesi düzenli bir işbirliğine gitmelidir.
Henüz mesaj yok